top of page

İsa'nın Kefâreti

Kefâret kelimesi Arapça’ya “günahları telâfi etme, ortadan kaldırma” anlamına gelen İbrânîce “kappârâ” ve onun kökü olan “kipper”den geçti. Sözlükte “örtmek, gizlemek” anlamındaki kefâret Tanrı’nın gazabını yatıştırmak amacıyla günahları örtücü bir kurbanı ifade etmektedir.


Kefaret'in kökeni

Kefaretin anlamını tam olarak anlamak için Tevrat'taki kökenine bakmamız gerekir. Tanrı Musa peygambere Tevrat'ı vahiy ettiğinde, yasaya bir kurban sistemi eklemiştir. Bu kurban sistemi, Tanrı'nın tapınakta onların arasında yaşayabilmesi için insanları günahlarından arındırmak amacıyla verilmiştir. Günahkâr insanların mahvolmadan Kutsal Tanrı'ya yaklaşabilmeleri için günahlardan arınmaları gerekir. Basitçe söylemek gerekirse, insanın ahlaksızlığı ve Tanrı'nın kutsallığı birlikte var olamaz. Bu yüzden Tanrı, günah ve günahkârlara karşı alevlenen Tanrı'nın öfkesini ve gazabını yatıştırmak için bir kurban sistemi yarattı. Yılda bir kez, belirlenmiş “kefaret gününde” (İbr. Yom Kippur) Harun peygamber Tanrı'nın huzuruna çıkar ve halkın günahları için kefaret olarak bir kurban sunar, bu da bir sonraki yıl için Tanrı'nın onlara karşı olan gazabını yatıştırırdı


“O zaman kavm için olan suç takdimesi ergecini boğazlıyacak, ve onun kanını perdenin iç tarafına getirecek, ve onun kanı ile boğanın kanı ile yaptığı gibi yapacak, ve onu kefaretgâh üzerine ve kefaretgâhın önünde serpecek; ve İsrail oğullarının murdarlıklarından, ve onların günahlarından, bütün suçlarından dolayı mukaddes yer için kefaret edecek; ve murdarlıkları içinde onlarla beraber duran toplanma çadırı için de böyle yapacaktır….Ve bütün suçlarından dolayı İsrail oğulları için, yılda bir kere kefaret etmek üzre sizin için, bu ebedî bir kanun olacaktır. Ve RABBİN Musa'ya emrettiği gibi yaptı.” (Levililer 16:15-16,34)

Bu şekilde Tanrı, ertesi yıl bir sonraki kurban sunulana kadar günahların geçici olarak bağışlanmasını sağlardı. Kefaret gerekliydi çünkü Tanrı'nın halkının O'na sürekli yakın kalmasını sağlıyordu. Peki ama kefaret neden gereklidir? Eğer Tanrı sevgi ve merhamet doluysa, insanlara gerçekten kızgın mıdır? 





Bir kefaret neden gereklidir?

Tanrı kutsaldır. Bu, Tanrı'nın karakterinin temel unsurlarından biridir. Tanrı Kutsal ve doğru olduğu için, günah da dâhil olmak üzere, kutsal olmayan her şeyden nefret eder ve onları reddeder. Günah kötülüktür ve Tanrı'ya karşı isyan etmenin ta kendisidir. Günah insanlar için yıkıcı ve zararlıdır ve sadece ölüme götürür. Sonuç olarak Tanrı günahtan nefret eder ve dünyayı günahtan sonsuza dek kurtaracağı bir gün belirlemiştir. Sorun şu ki, tüm insanlık günah işledi ve Tanrı'ya karşı isyan etti ve bunu yaparak kendimizi O'nun düşmanı haline getirdik. Tanrı kutsal bir kraldır ve insanlık günah işleyerek O'na saygısızlık etmiş ve O'nun şerefini lekelemiştir. Uluslar arasında O'na bu kadar saygısızlık edildiği ve O'nun doğru yolları göz ardı edildiği için, Tanrı günahkârlara karşı kutsal bir öfkeyle yanmaktadır. Ama O'nun öfkesi rastgele değildir. Tanrı öfkesinde kutsaldır ve bu öfke yarattıklarına duyduğu sevgiden kaynaklanır. 


Tanrı aynı zamanda adil bir yargıçtır. İnsanlar günah işlediğinde başkalarına karşı gerçek bir zarar ve adaletsizlik söz konusudur ve bunun sonucunda Tanrı'nın adil bir yargıç olarak kalması için gerçek bir karşılık verilmelidir. Tanrı'nın gazabı adalete olan sevgisinden kaynaklanır. Adil bir Yargıç, katil gibi suçlu bir kişinin hiçbir ceza almadan serbest kalmasına izin veremez. Bu çok yanlış olurdu! Aksine adil bir yargıç adaletin yerine geldiğini görmeye kendini adamıştır ve bu nedenle suçu işleyen kişinin adil bir ceza almasını sağlar. Adaleti sağlamak için, işlenen adaletsizlik için ödenmesi gereken gerçek bir bedel, bir karşılık olmalıdır. Bu nedenle Tanrı günahı cezalandırmalıdır. 


buraya kadar hep kotu haberi okuduk. Tüm insanlık günah işlemiş ve bunun sonucunda kendilerini Tanrı'nın düşmanı haline getirmiştir. Tanrı'nın öfkesi günahkârlara karşı alevlenir ve adil bir yargıç olduğu için kötülüğü cezalandırmalı ve karşılığını vermelidir. Sonuç olarak yargı gününde tüm insanlığın kaderi ölüm ve cehennemde Tanrı'dan sonsuza dek ayrı kalmaktır.


Müjde

Ama iyi haber de var! Tanrı sadece adil bir yargıç değil, aynı zamanda tüm yaratılışın Babasıdır. Ve bizi sevdiği için günahkârları da sever! O'na saygısızlık ettiğimiz için gazabı ve cezayı hak etsek de, Tanrı tüm insanların kurtulmasını ve ailesine geri kabul edilmesini ister. Bu yüzden insanları sevmekten asla vazgeçmeyen Tanrı, günahlarımızın bedelini ödemek için bir çözüm sağladı. Tanrı İsa Mesih'i gönderdi. O'nun çarmıhtaki kurban olarak ölümü günahlarımızın kefareti oldu. 


‘’Allahın sevgisi bizde şununla izhar olundu: Onun vasıtası ile yaşıyalım diye, Allah biricik Oğlunu dünyaya gönderdi. Sevgi bundadır, biz Allahı sevdik değil, ancak o bizi sevdi, ve günahlarımıza kefaret olarak Oğlunu gönderdi.’’ (1 Yuhanna 4:9-10)

İsa yeryüzündeyken Baba Tanrı'yı hoşnut eden günahsız bir yaşam sürdü ve bu sayede hak ettiğimiz günah cezasını, yani ölümü adil bir şekilde üstlenebildi. İsa Çarmıha gerildiğinde bizim günah işleyerek biriktirdiğimiz Tanrı’nın adil gazabını yatıştırdı. İsa, bizim yerimize günahlarımızı yüklenip gönüllü olarak kendini feda etti. İşte kusursuz ve kalıcı kefaretimiz olan İsa.


‘’Tanrı Mesih'i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban (Grk.’’Kefâret’’) olarak  sundu. Böylece adaletini gösterdi. Çünkü sabredip daha önce işlenmiş günahları cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa'ya iman edeni aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla yaptı.’’ (Romalılar 3:25-26)

İsa'nın kefaret olarak ölümü Tanrı'nın günaha karşı gazabını yatıştırdığı için, Tanrı bizi adil bir şekilde bağışlayabilir ve hem tamamen adil hem de tamamen sevgi dolu ve merhametli kalabilir. 


Nihai Kefaret Günü

Peki bu neden bu kadar önemli? Ve bizi nasıl etkiliyor? Daha önce de tartıştığımız gibi, Tanrı'nın Tevrat'ta verdiği kurban sistemi ve “kefaret günü” bize nihai kefaret gününe, Yargı Günü'ne ve o güne hazırlanmak için günahlarımızdan arınmamız gerektiğine işaret eden belirtilerdir. Yargı günü Tanrı tarafından belirlenmiştir ve o gün herkes Rab'bin huzurunda duracak ve hesap verecektir. O gün bizim için iki seçenek vardır: Ya kendi günahlarımızı yüklenip sonsuz ölüm cezasını (Cehennem) çekeceğiz ya da bizim adımıza İsa'nın kefaretine iman edip günahlarımızı ve hak ettiğimiz ölüm cezasını O'nun yüklenmesine izin vereceğiz. Tanrı'nın İsa aracılığıyla verdiği yaşam armağanını kabul edersek, günahlarımızdan arınacak ve sonsuz yaşama kavuşacağız.





Peki Tanrının Mesih’i bu kadar acı çektirmesine gerek var mıydı? Günahlarımızı bağışlamak için başka bir yol yok muydu? Hayır, isa'nın kefaretinden başka bir kurtuluş yolu yoktur. Neden? Çünkü Tanrı kendi adaletini çiğneyemez. Ancak Tanrı, İsa’nın kefaretine iman eden herkesi adil bir şekilde affeder. Bu günahtan bağışlanma fırsatı herkese açıktır. Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz çünkü Tanrı tüm ulusların tek tanrısıdır. O nedenle Tanrıyla barışmak için günahlarımızdan arınmanın tek yolu da vardır. Ve Tanrı’nın seçtiği yol İsa Mesih’in kefaret olarak ölümüdür.


‘’Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. Böylece şimdi O'nun kanıyla aklandığımıza göre, O'nun aracılığıyla Tanrı'nın gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir. Çünkü biz Tanrı'nın düşmanlarıyken Oğlu'nun ölümü sayesinde O'nunla barıştıksa, barışmış olarak Oğlu'nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.’’ (Romalılar 5:8-10)

Mesih'in kefaretine iman eden herkes Tanrı'yla barışır ve Yargı gününde sonsuz yaşama kavuşma güvencesi vardır. İşte incil’in duyurduğu müjde: Tanrı’nın günahkarlara karşı gazabından kurtulmak ve günahlarımızdan aklanmak mümkündür! Günahlarımıza karşılık kendini kefaret olarak çarmıhta sunan İsa Mesih’e iman eden herkes günahlarından aklanır ve Tanrı ile barışır. Ve bundan dolayı sonsuz yaşam vaadine sahiptir. Bu tarihin en büyük ve en harika müjdesidir, kaçırmayın!


Comentarios


Diğer yazılar

bottom of page